Üst çenede kaninlerin gömülü kalma şansı alt
çeneye göre yaklaşık 20 misli fazladır ve genellikle palede
lokalize olurlar, halbuki görülme sıklığı daha az olan gömülü
mandibular kâninler labial (vestibül) yerleşimlidirler. Ayrıca
ektopik yerleşim olarak burunda, maksiller sinüste, gözde,
dudakta, dil ve çene altında veya premolarlar arasında
bulunabilirler.
Maksiller kaninleri şu şekilde
sınıflandırırız.
Klas I: Gömülü kanin dişleri tamamiyle palatinal tarafta
lokalizedirler.
a) Horizontal: Gömülü olan kanin dişi lokalize olduğu
bölgede bulunan normal diş arkındaki dişlerin ekseniyle
dik açı yapacak şekilde veya dik açıya yakın yatay
pozisyonda bulunurlar.
b) Vertikal: Gömülü olan kanin dişi lokalize olduğu
bölgede bulunan normal diş arkındaki dişlerin eksenine
paralel olarak palatinal tarafta lokalizedir.
c) Semivertikal: Gömülü olan kanin diş ne horizontal
nede vertikal pozisyondadır. Her iki pozisyonun arasında
hafif yatay veya hafif vertikal bir pozisyon gösterir.
Klass II: Gömülü kanin dişleri üst çenenin bukkal yani
vestibüler tarafında lokalize olmuşlardır.
a) Horizontal
b) Vertikal
c) Semivertikal
Bu dişlerinde lokalizasyonları aynen Klass I tarifinde
yaptığımız gibi açı ve pozisyonlarına göre 3 alt gurupta
değerlendirilir.
Klas III: Gömülü kanin dişleri üst çenenin vestibüler ve
palatinal kısmında aynı anda lokalizedir. Kron
palatinaldedir ve kök alveoldeki bitişik dişler
arasından geçerek üst çenenin vestibüler yüzeyi üzerinde
sonlanacağı gibi bunun tamamen aksi şekilde de lokalize
olabilir.
Klass IV: Alveoler uzantı içerisinde yer alan gömülü
kanin dişleri genellikle yan keser ve birinci küçük azı
arasında lokalize olup çoğunlukla vertikal
pozisyondadırlar.
Klass V: Dişsiz çenelerde lokalize görülen gömülü kanin
dişleri.
Kaninlerin gömülü kalmasında konunun başında belirtilen
faktörlere ilave olarak, bazı nedenler vardır. Bunlar:
a) Palatinal kemik alveoler kretteki kemiğe oranla daha
serttir, bunun içinde dişin intifasında kemik rezistansı
daha fazladır.
a) Damağın 1/3 ön kısmını saran mukoperiostal flep
çiğneme sırasında sürekli travma ve tekrarlayan basınçla
karşı karşıya olduğundan yoğun, kalın ve dirençli hale
gelmiştir.
c) Ağız kavitesinin diğer bölgelerine oranla mukoza
alttaki kemik yapıya daha sıkı bağlanmıştır.
d) Bir dişin intifası genellikle dişin kök ucundaki
artan gelişme ile yakından ilgilidir. Bu kaninlerde en
minimal seviyededir. Çünkü kaninlerin kökleri diğer
daimi dişlere göre erüpsiyon zamanında daha fazla olarak
gelişmiştir.
e) Bir dişin geliştiği yer ile ağız içine ulaşma
mesafesi ne kadar fazla ise gömülü kalabilme veya
pozisyon değiştirme o kadar fazladır. Kaninler kemik
içinde şekillendikleri yere göre ağız içine sürmede en
fazla yolu katetmek zorunda olan dişlerdir. Yani
oklüzyona gelmek için bir dişin katettigi yol ne kadar
az olursa gömülü kalma şansıda o kadar az olur. Buna
örnek 6 yaş dişlerinin katettikleri mesafenin az olması
ve hemen hemen hiç gömülü kalmamalarıdır.
J) Gelişme sırasında, daimi alt kaninlerin kronu, süt
kanin kökünün uzun ekseninin hemen lingualindedir. Süt
moların erken kaybı nedeniyle süt kanin dişinde şekil ve
pozisyonda bir değişiklik olduğunda bu alttaki daimi
kanin germini de etkiler, yön ve pozisyonda değişikliğe
neden olabilir.
g) Süt kanin kökünün geç rezorbe olması daimi kaninin
intifasını etkileyebilir.
h) Kaninler daimi dişlerin en son intifa
edenlerindendir. Bu nedenle uzun süre ile elverişli
olmayan çevre şartlarından etkilenme durumu söz
konusudur.
ı) Kaninler ağız içinde oklüzyonda bulunan dişler
arasında kendilerine yer bulup çıkmak zorundadırlar ve
bu arada sürmeye çalışan 2. molarla da adeta yarış
halindedirler.
j) Daimi kaninin yerini alacağı süt kanin dişin
meziodistal mesafesi daimi dişten oldukça ufaktır.
Kaynak: Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi
/ prof Dr. Mustafa TÜRKER ve Prof. Dr. Şule YÜCETAŞ